بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

فِيهَا عَيۡنٞ جَارِيَةٞ ١٢

Orada dâima akan bir (nice) pınar,

– Hasan Basri Çantay

فِيهَا سُرُرٞ مَّرۡفُوعَةٞ ١٣

orada yüksek tahtlar,

– Hasan Basri Çantay

وَأَكۡوَابٞ مَّوۡضُوعَةٞ ١٤

(önlerine) konmuş kablar,

– Hasan Basri Çantay

وَنَمَارِقُ مَصۡفُوفَةٞ ١٥

sıra sıra dizilmiş yasdıklar,

– Hasan Basri Çantay

وَزَرَابِيُّ مَبۡثُوثَةٌ ١٦

yayılıb serilmiş saçaklı halılar vardır.

– Hasan Basri Çantay

أَفَلَا يَنظُرُونَ إِلَى ٱلۡإِبِلِ كَيۡفَ خُلِقَتۡ ١٧

Onlar haalâ (ibretle) bakmazlar mı o deveye, nasıl yaratılmışdır o?

– Hasan Basri Çantay

وَإِلَى ٱلسَّمَآءِ كَيۡفَ رُفِعَتۡ ١٨

O göğe, nice yükseltmişdir o,

– Hasan Basri Çantay

وَإِلَى ٱلۡجِبَالِ كَيۡفَ نُصِبَتۡ ١٩

o dağlara, nasıl dikilmişdir o,

– Hasan Basri Çantay

وَإِلَى ٱلۡأَرۡضِ كَيۡفَ سُطِحَتۡ ٢٠

o yere, nasıl yayılıb döşenmişdir o?

– Hasan Basri Çantay

فَذَكِّرۡ إِنَّمَآ أَنتَ مُذَكِّرٞ ٢١

(Habîbim) sen hemen (onlara Allahın ni'metlerini, tevhîd delîllerini) hatırlat. Sen ancak bir hatırlatıcısın.

– Hasan Basri Çantay

لَّسۡتَ عَلَيۡهِم بِمُصَيۡطِرٍ ٢٢

Onların üzerine musallat (bir adam) değilsin.

– Hasan Basri Çantay

AYARLAR
Okuyucu